Saturday, February 2, 2008

What a shame mary jane

Bugün dışarı çıktım,Hava kararmıştı.Kar yağıyordu.Bere takmamıştım.İçimde nedeni henüz bilinmeyen bir neşe vardı.Sanki Paris’te bir noel akşamıydı ve ben hayatımın aşkıyla felan karşılaşıcaktım az sonra.Üstüm kardan bembeyaz olmuştu. Hayat da ne güzeldi be kardeşim…Tam kilisenin önünde içen çocuklara mutlu Noeller dileyecektim ki bir anda yerden yavaş yavaş alçaldığımı hissetmem üzere fark ettim ki öküz gibi bir çamur tabakasının içine girmişim. Burayı ne zaman kazdınız be canım hahaha deyip tam bataklıktan kurtulduğum sırada kocaman bir araba üzerime gelmeye başladı.Kendimi son anda yolun kenarına atıp ezilmekten kurtuldum ama arabanın sıçrattığı çamurla ıslanmaktan kurtulamadım.Bir Paris rüyası böylece İstanbul kabusuna ani bir dönüş yapmıştı.Adapte olamayınca sinirlendim.Döndüm kilisenin önündekilere küfrettim.Zaten aylardan Ocak’tı.Noel geçeli çok olmuştu ve burası Kadıköydü.Kadıköy ‘ de küfretmek ayıp değildi.

No comments: